Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, sosyal medyada kullanılan nefret söylemleri nedeniyle toplu halde, zincirleme şekilde, basın ve yayın yoluyla, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma”, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” ve “halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit” suçlarından dava açılan 10’u tutuklu 30 sanığın yargılanmasına başlandı.
Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesindeki davanın ilk duruşmasına, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Duruşmayı izleyenler arasında Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile sanık yakınları yer aldı.
Kimlik tespiti ve iddianamenin özetinin okunmasının ardından sanık savunmalarına geçildi.
Tutuklu sanık Eray Ertürk, 13 yıldır sosyal medya kullandığını, bu zamana kadar paylaşımları nedeniyle hiç ceza almadığını belirtti.
Ertürk, “Suç olmayan bir şeyin nesini savunacağım, ortada suç yok. Yatarı olmayan bir konudan dolayı tutuklu bulunuyorum.” dedi.
Tutuklu sanık Hüseyin Dicle de kullanıcısı olduğu “Militer Doktrin” isimli sosyal medya hesabından, siyasi parti liderlerinin açıklamalarını “son dakika” olarak paylaştığını anlattı.
Bu paylaşımları halka “doğru haber” verme saikiyle yaptığını öne süren Dicle, “Ben bir gazeteci değilim ama 3,5 yıldır bir sosyal medya grubum var. Bu paylaşımları ifade özgürlüğü kapsamında yaptım. Bütün siyasi parti genel başkanlarının siyasi söylemlerini paylaştım. Ama burada nedense sığınmacıların gitmesini söyleyen bir partinin genel başkanının söylemlerini paylaşmam suç unsuru olarak kabul edilmiş.” savunmasını yaptı.
“Etnik grubu hedef almış değilim”
Tutuklu sanık Serkan Kafkas ise gazeteci olduğunu, suç unsuru olduğu iddia edilen paylaşımların basında yer alan haberler olduğunu savundu.
Kafkas, savunmasına şöyle devam etti:
“Kaynaklı haberler paylaşıyor olmamıza, hatta bazılarının tırnak içinde bir alıntı olmasına rağmen biz neden suçluyuz anlamakta güçlük çekiyorum. Toplumsal olaylardan bahsederken ‘Suriyeli, Afgan’ gibi ibareler kullanmamız nedeniyle suçlandığımızı düşünüyorum. Bu paylaşımları 5N1K’ya uygun olarak yazdım. Bir etnik grubu hedef almış değilim, herhangi bir ırksal haber yapmam söz konusu değildir. Suçlamaları kabul etmiyorum.”
Tutuklu sanık Süha Çardaklı da “yalan haber” yapmadığını, siyasi kişilerin söylemlerini alıntılayarak paylaştığını öne sürdü.
Bir gazeteci olarak halkın haber almasına hizmet ettiğini savunan Çardaklı, “Nasıl suçlu oluyoruz anlamış değilim. Biz, haber yaparken şahsın ırkını baz almıyoruz. Yaptığımız haberlerin hiçbirinde yorum yok. 42 haberimin hepsinin arkasındayım. Haberlerin birçoğu videolu, görselli. Ulusal basında yer alan haberleri paylaştım.” şeklinde savunma yaptı.
Duruşmada savunma yapan sanıklar Ümit Yasin Perinçek, Anıl Berkay Çetin, Efe Emirhan Konaşoğlu, Furkan Güngör, Furkan Uludağ, Hikmet Kemal Köse, Kemal Muhammet Karaçuka, Kutluhan Erol, Ramin Saeidi, Murat Erkek, Serdar Sönmez de suçsuz olduklarını öne sürdü.
Tutuklu 10 sanık tahliye edildi
Sanık avukatlarının beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu 10 sanığın tahliyesine karar verdi.
Ayrıca mahkeme, hakkında adli kontrol kararı olan sanıkların adli kontrol hükümlerini kaldırarak duruşmayı 20 Mayıs’a erteledi.
İYİ Partili Olgun, duruşma öncesi açıklama yaptı
Öte yandan duruşma öncesi Adliye önünde açıklama yapan İYİ Parti Hukuk ve Seçim İşleri Başkanı Hakan Şeref Olgun, şunları kaydetti:
“Gazeteci arkadaşlarımızın yaptığı haberler dava konusu haline getirilmiştir. Yapılan haberlerin gerçeği yansıtmadığına dair herhangi bir delil dosyaya sunulmamıştır. Soruşturma dosyasına giren tutanak ve araştırma raporları, açıkça milliyetçiliğin cezalandırılmaya çalışıldığını ortaya koymaktadır. Gazi Mustafa Kemal’in Türkiye’de yaşayan herkese vasiyet ettiği, anayasamızın da ikinci maddesine göre Cumhuriyetimizin temel ilkelerinden olan milliyetçiliğin cezalandırılmaya çalışılmasını kabul etmiyoruz.”