2020 yılında Apple’ın tepe yöneticileri, eski bir Chrysler tesisinde bir araya gelmiş ve ve firmanın son otonom araç modelini gözlemlemişti. Bu prototip, içinde dört kişinin rahatça oturabileceği bir minivan modele aitti. Tamamen cam tavanlı, eski çiçek çocuk minibüslerini andıran aracın ne önemli özelliği ise içinde ne bir pedal ne de bir direksiyon olmamasıydı. Zira bu araç, tamamen otomasyonla çalışma anlamına gelen 5. seviye otomasyon ile gelecekti ve ihtiyaç hâlinde telefondan ya da oyun kumandası benzeri bir şeyle kontrol edilebilecekti. Apple bu modele Bread Loaf (Somun Ekmek) adını veriyordu.
Bu aracın beş yıl içerisinde yollardaki yerini alması planlanırken, içinin de dev ekranla ve ses sistemleriyle süslenmesi, dışarıdan da camlarının ne kadar “filmli” gözüktüğünü ayarlayabilmesi planlanıyordu. O günden dört yıl sonra Apple, bu projeyi iptal ettiğini açıkladı, hem de yıllık 1 milyar dolar harcadıktan sonra. Peki neden? Bloomberg’den Mark Gurman’ın kaleme aldığı bir yazı, Apple’ın araç projesinin bilinmeyen detaylarını ortaya çıkarıyor.
Kararsızlık sonunu getirdi
2020’deki etkinlikte üst düzey yönetici olan Jeff Williams, bir sonraki yıl firmadan ayrılıp Ford’a geçti. Onun yerine Apple’ın akıllı saat yazılımları departmanından Kevin Lynch geldi. Yeni tasarım ile birlikte yukarı açılan iki kapılı, daha yuvarlaklaştırılmış cam tavanlı bir tasarım ortaya çıktı. I-Beam adı verilen bu projede asla bir prototip üretilmedi. Apple’ın sonraki tasarımları da benzer şekilde arka plana atıldı.
Firmaya yakın isimlerden gelen bilgilere göre Apple’ın en temel sorunu kararasızlık oldu ve bu yüzden de ödenen milyarlarca dolara rağmen ne yeni bir prototip çıktı ne de var olan araç yollarda test edilebildi. Sektörden isimler bu durumu özetlemek için “Çok zeki bir sürü insana devasa bir bütçe verildiğinde işlerin farklı yönlere gitmesi olasıdır. Apple, bu noktada kesin karar vermeyi başaramadı.” ifadelerini kullanıyor.
Aslında Apple bu proje için yazılıma, sensörlere, aerodinamiğe, materyallere derken ciddi bir arcama yaparken, geliştirdiği ne yazılımdan ne de donanımdan pek de geri dönüş alamadı. Bu da batık maliyeti biraz daha arttırmış oldu.
Şirket içinden isimlerin verdiği bilgilere göre ise projenin gereğinden fazla uzamış olması, bir an önce sonlandırılması gerektiğini gösteriyordu. Program liderliğinin de zayıf olduğu bir başka dikkat çeken nokta oldu. Tim Cook’un yeniden harekete geçirdiği otomobil projesi, bir türlü bir raya oturtulamaması ve yönlendirilememesi ile başarısızlığa mahkum oldu.
